17 Nisan 2010 Cumartesi

ben psiko-somatik bir gezegenin hipnoza uğramış yurttaşıyım

Yukarıdan bakıldığında hayatlarımız, önermeleri değerlendirmemizle ortaya çıkan ve etrafımızı sarmış olan görünümlerin gerçek mi yoksa sahte mi olduğuna dayalı kabullenmelerimizden filizlenen çiçeklerin boy verdiği uçsuz bucaksız bir yan olaylar tarlasıdır.

Hipnozcu- Richard Bach


Alışkanlık

Tenlerimiz, değmese bile
Kadehlerimiz değsin
Biraz daha kal
Yaşadıklarımız
Kaçırdıklarımıza değsin.


Dedim.Defterime yazdım.Çok beğendim.Sonra çok büyük bir boşluk vardı ve onu cevaplamam gerekiyordu.Kime yazmıştım? Kime değecek zamanım var? Kime bu tutkunluğum, mtululuğumu paylaşma isteğim.Bilemedim.Şimdi sadece açtığım güzel yabancı parça, sözlerini bile bilmediğim, beni mutlu ediyor.Aslında mutlu etmekle kalmıyor bu kelimeleri çok büyük mütevazılılıkla buraya yazmamı sağlıyor.
Hani.Oluyor ya arada.Uçsuz oluyorsunuz.Bucaksız oluyorsunuz.



Silence var.Nobody var.It was easy var.Bu şarkıyı sevecekmişim gibime geliyor.


17 nisan.

11 Nisan 2010 Pazar